TÜRK SAVAŞ TEKNİKLERİ ve SAD
PLÂNI
“Yeryüzünde savaşta sorumluluk lâ’netine uğramayan tek
kavim Türklerdir. Yurtseverlik, her kavmin takdir ettiği, bütün insanlığa şamil
bir meziyettir.
Bilhassa bu duygu Türk’lerde çok kuvvetlidir.”
Basralı
Câhiz : Risale(IX.yy)*
Türkler sert doğa koşullarının verdiği gücün yanı sıra,
giriştikleri mücadelelerde uyguladıkları Kurt Kapanı veya Turan Taktiği ile
galip gelmişlerdir. Düşmanları bunu bildiği halde, her seferinde aynı tuzağa
düşmekten kurtulamamışlardır.
Kurt Kapanı, Turan
Taktiği veya
Kıskaç Muharebesi’nin özellikleri şöyledir:
Kurtların aç kaldıklarında, özellikle Kış
aylarında uyguladıkları bir avlanma taktikleri vardır.Buna göre kurt sürüsü iki
kümeye ayrılır. Birinci küme fedai kümesidir; ikinci küme ise pusu kümesi. Fedai
kümesi köpeklerin bulunduğu yerleşim yerine girer ve köpeklere saldırır. Biraz
mücadele verdikten sonra fedai kümesi, yenilmiş gibi davranıp kaçmağa başlar;
köpekler de kurtların ardından onları kovalamağa başlarlar. Ama köpekleri bir
sürpriz beklemektedir. Çünkü asıl ve kalabalık topluluk olan pusu kümesi, onları
yerleşim yerinin dışında beklemektedir. Pusu kümesi hilal biçiminde dizilmiş ve
iyice gizlenmiştir. Fedai kurtlar, köpekleri kurnazca bu hilalin ortasına
çekerler. Köpekler hilalin içine tümüyle girince, pusu kümesi, hilali uçlarından
kapatır ve köpekler bir çember içine alınmış olur. Artık köpeklerin kurtuluş
umudu yoktur; zafer kurtlarındır ve karınlarını doyurmak için avlarını
parçalarlar. .
Eski Türkler, kurtlarda gördükleri bu oyunu bir savaş
manevrası durumuna getirmişler ve yaptıkları birçok savaşta kullanmışlardır. Bu
savaş manevrasına ''Kurt Kapanı'', ''Hilal Taktiği'', ''Turan Taktiği'', “Kıskaç
Muharebesi” gibi adlar verilir.
Tarihi kayıtlar incelendiğinde, Roma
imparatoru Sezar'ın, sahte geri çekilme ve pusuya dayalı Kurt Oyunu'nu Asya'lı
göçebe savaşçılardan öğrenip uygulamağa çalıştığı anlaşılmaktadır. Fakat Roma
ordusunun, Türk ordusu gibi süvariliğe dayanmayıp piyade ağırlıklı olmasından ve
Roma ordusunda okçuluğa verilen önemin az olmasından ötürü, Roma ordusu Kurt
Oyunu'nu uygulamakta yetersiz kalmıştır. Çünkü Kurt Oyunu hızlı bir manevra
yeteneği ve yüksek okçuluk kabiliyeti gerektirir ki, bu da o zamanlar ancak atlı
birliklerle sağlanabilirdi. .
Türkler, zamanımıza kadar birçok savaşta
(Malazgirt Meydan Savaşı, Mohaç Meydan Savaşı, Kurtuluş Savaşı'ndaki bazı
çarpışmalar; Hun, Kök-Türk, Avar ordularının yaptıkları savaşlar...vb) bu
taktiği maharetle uygulamışlardır. Zaten Türkler, yaptıkları savaşların hemen
hemen tümünde düşmandan sayıca az bulunmuşlardır. İşte sayıca az Türk ordusunun
kalabalık düşman ordularını alt etmesinin arkasında yatan sırlardan biri
kurtlardan alıp uyguladıkları bu savaş
taktiğidir
Çağlar boyunca bu taktikle, Dünya Savaş Tarihine geçen
zaferler kazanan Türkler, l683 II.Viyana Kuşatması’ndan sonra başlayan
gerilemeye paralel olarak Kanije, Plevne, Çanakkale ve Sakarya’daki Savunma
Savaşlarında da, Câhiz’in yukarıdaki görüşüne uygun olarak, destanlar
yaratmışlardır. Sakarya’da Mustafa Kemal’in uyguladığı son savunma taktiği de
Dünya Savaş Literatürüne girmiş, farklı bir yöntemdir.
“Hattı
müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış
toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz. Onun için küçük büyük her
birlik bulunduğu mevziden atılabilir. Fakat küçük büyük her birlik, ilk
durabildiği noktada yeniden düşmana cephe kurup savaşa devam eder. Yanındaki
birliğin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler ona tâbi olamaz. Bulunduğu
mevzide sonuna kadar dayanmaya ve karşı koymaya
mecburdur.”
Yedekleriyle beraber bu buyruğu yerine getiren Türk Ordusu,
sonuçta düşmanı geri püskürterek Sakarya Zaferini
kazanmıştır.
Sakarya Zaferinin ardından, yurdu tamamen düşmanlardan
temizlemek için, SAD PLÂNI doğrultusunda bir yıl süren hazırlıklardan sonra,
Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922’de başlatılarak, 9 Eylül’de düşmanın denize
dökülmesiyle sonuçlanmıştır.
SAD PLÂNI
Osmanlıca’daki SAD harfinin
şeklinden
yararlanılarak hazırlanmıştır.ص Sad harfinin kuyruk kısmına süvariler(düşmanın kaçış
yolunu kapatmak için), güneyine I.Ordu, doğusuna II.Ordu yerleştirilerek,
düşmanın sarılarak yok edilmesi kararlaştırıldı. Savaş saldırı ve sarma harekâtı
olarak düşünülmüş, hazırlanan plan başarıyla
uygulanmıştır.
Yunanlılar Ağustos 1921'de Sakarya muharebesinde mağlup
olarak Menderes Vadisi-Afyon-Eskişehir-Bursa hattına çekilmişlerdi. Yunan ordusu
yaklaşık 700 km.'lik bu cephe üzerinde bir yıl boyunca savunma hazırlıklarını
ikmal etmişti. Yunan Genelkurmayı savunma planını, Türk ordusunun Afyon'un
kuzeyinden sıklet merkeziyle taarruz edeceği tahminine göre yapmıştı. Bu sebeple
kuvvetlerinin büyük bir bölümü Afyon, Döğer hattında tertiplenmişti. Türk
ordusunun Afyon'un güneyinden taarruz edeceği hiç hesaba
katılmamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder